22 Ocak 2010 Cuma

Kars Platosu, Sarıkamış 1936, beş kardeşli çekirdek ailede kuzen evliliği yok ; Dokuzuncu yazı

Rönesans çağı portre görselliği çağrıştıran büyük fotoğrafa bakalım. Kars Platosu nüfus hareketleri için bu aile, burada örnek bir imgelem oluşturdu.

Geçen yüzyılın ilk yıllarında anne, baba; beş çocuk yedi kişilik bir çekirdek aile var.

Yedi kişilik çekirdek aileden dördünün burada bulunması ile bu fotoğraf çoğunluk belgeselidir. Yüz yıl önce tek eşlilik ve kadın erkek eşitliği olan bu ailede birinci, ikinci derecede aile içi evlilik de yok. Şöyle ki teyze, hala, amca, dayı çocukları; gelin ve damat yok.

Değerli İzleyici,

Bu fotoğrafta dört kardeş ve dördü de evli oldukları için dört çekirdek aile imgelemi var. Yeni özlükleriyle dört çekirdek aile imgelemi evet.

Yanda görülen üçüncü çocuğuna hamile ortanca kardeşle, yüzyıl başlarında yedi kişi olan çekirdek aile, 1936 öncesi gelin, damat, torunlarla yirmi üç kişidir.

Toplam sayı; dört erkek, üç bayan ve yedi çocukla on dört kişidir bu fotoğrafta görülenler. Bu fotoğrafta bir simge daha var; burada yedi erişkin kişiye karşın yedi çocuk görüyoruz.

İlk kuşak anne ve baba burada yok. Bu nedenle bu fotoğrafta görülen büyükleri ‘ilk kuşak’ diye adlandırıyorum. Burada görülen anneler ve babalar ardılı çocuklar ikinci kuşaktır.

Büyük ağbi, burada görülen beş çocuk ve görülmeyen en büyük kız çocuğu ile altı çocuklu baba, 1936’da yedinci kez baba olacak.

Arka planda ayakta duran iki kardeş (küçük kardeşin eşi burada yok) ve iki damat, dört erkek de 1936 yılında baba olacaklar. Aile dört artacak!

İki çocuğu, fotoğrafta iki uçta olan ortanca kız kardeş üçüncü çocuğuna hamiledir. En solda, yanına ablasının kızına alan ve elini tutan, ailenin en küçük bireyi, hemen arkasındaki erkekle bir yıl önce evlenmiştir ve o da ilk çocuğunu dünyaya getirecektir 1936’da.

Dokuz eksik sayıya karşın birkaç ay içinde doğacak olanlarla bu büyük fotoğraftaki imgelem sayısal açıdan on yedi kişiye yükselir.

Anne ve baba, iki; büyük abla, eşi ve üç çocuğu ile beş, küçük erkek kardeşin eşi ve büyük erkek kardeşin en büyük kızı ile, büyük aile fotoğrafında dokuz kişi eksik.

Eksik dokuz kişiye karşılık, burada on dört kişi var. Bu fotoğrafdaki aile toplam sayısına, (fotoğraftaki üç bayanın da aynı yıl doğum yapacağını göz önüne alırsak) aynı yıl üç kişi daha katılacak demektir.

Bu nedenle büyük fotoğrafta göreceli on dört kişi olan sayı aslında göreceli on yedi kişidir.

Üst fotoğrafta merkez, büyük ağbinin eşi, beşinci derece bile yakın olmayan ilk gelin, beş kardeşli çekirdek aileye yüzyılın ilk çeyreğinde katılır ve kısa sürede altı çocuk annesi olur.

Rönesans portre ressamlarına poz verir gibi 1936 Sarıkamış'ta görselleşen bu anne, üstteki fotoğraftan kısa süre sonra yedinci çocuğu dünyaya getirecektir.

Görüleceği gibi buradaki çekirdek aile sayısına doğumlar açısından bakılınca bu fotoğraf farklı bir anlam daha kazandı.

Kendi içinde birinci, ikinci, üçüncü derece aile/içi yakın geleneksel evlilik yapmayan bir aile var karşımızda. Mal ve iktidar bölüşümü, paylaşımı kaygısıyla yapılan aile içi, kuzenlerle evlilik yok ve bu açıdan bakınca bu fotoğraf çok farklı bir anlam daha kazandı şimdi.

Şimdi kağıt, kalem, kitap hışırtılarını bir an bırakıp geriye dönelim!

Salt rönesans çağı portre görselliği çağrışımına değil, yüzyılın ikinci çeyreğinde, Kars Platosu ile yüzü batıya dönük bu çekirdek ailenin nüfus hareketleri imgelemine de fazla yorum katmadan bu büyük fotoğrafa evet, bu büyük fotoğrafa bir kez daha birlikte bakalım.
Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 22 Ocak 2010

20 Ocak 2010 Çarşamba

Kars Platosu'nda tek eşli evlilik ve kadın erkek eşitliği, Sarıkamış 1936 beş kardeşli çekirdek aile; Sekizinci yazı

Arkaik dönemler, tarih öncesi Roma İmparatorluğu; I. Contantinus’un İstanbul’u Roma Başkenti (İ.S.340) yaptığı yıldan Osmanlı’nın çöküşüne dek bu topraklarda dünyanın en kanlı nüfus hareketleri oldu.

Kars Platosu koşullarında beş çocuklu tek eşli bir evlilik var. Yüz yıl önceye gidelim. Zorlu, kıran kırana nüfus hareketleri bölgesidir bu topraklar.

Burası Doğu Kapı! Öncesi Hititler, Hurriler, Urartular var! Altıncı yüzyılla erken Şaman proto/Oğuz ve Musevi Hazara nüfus hareketleri işte bu Doğu Kapı’dan Anadolu’ya dalgalar halinde sürdü.

Değerli İzleyici,

Soğanlı Dağları bu büyük nüfus hareketlerinin geçtiği topraklardır. Coruh Kanyonları, arkaik evrelerde bunca nüfus hareketleri için doğal güzergahlardır. Bir de Onbinlerin Dönüşü’nü ekleyebiliriz. Bakın, bu denli tarih sıkıcı gelebilir hepimize.

Bakın! Burada biraz duralım! Burada biraz da hayal kuralım! İmgelem! Burada bize ulaşan bir de öykü var. Boş yerlerin dolmasını bekleyen ‘puzzle’ diyelin buna. Bir bulmaca! Bunu birlikte oynayalım dilerseniz.

1800’ün ikinci yarısında doğan bir ekek var, bir de kadın. Bu iki kişi Kars Platosu’nda o yüzyılın dördüncü çeyreğinde Soğanlı Dağları eteklerinde, Coruh Kanyonları çıkışında bir yerde evlenirler.

Bu evlilik tek eşliliktir. Bu evlilik, çiftler ölünceye dek sürer. İnandınız mı? İnanmadınızsa, bir hayal de siz kurun, serüveni bol olsun! Nasıl olacak?

Ben de bilmiyorum! Şöyle ki bana göre... Bundan yaklaşık yüz, yüz yirmi yıl önce, tek eşli bir evlilikle dünyaya gelen beş kardeşli bir öykü bırakacak geride bu imgelem. Bir ütopya!

Soruyorum size de, bu topraklarda böyle tek eşli bir evlilik düşlenebilir mi? En azından anlatılara, söylentilere konu olanlara bakalım bir de... Bir de bu topraklara Kafkaslar'dan sürekli sel suları gibi akan insan ve nüfus hareketleri tarihine bakalım.

BİR;beş kardeş yüzyılın başında tek eşli bir evliliğin çocuklarıdır. Burada duralım!

Başka topraklarda, başka bir imgelem olsun bu kez! Londra, New York, Paris, Roma, Madrid, bir de Boston ve orada bir aile var. Joseph P. (1888 - 1969) Kennedy ABD, Londra (1940) Büyükelçisi. Rose Fitzgerald Kennedy (1890 - 1995) ile 1914’te evlenir. İlk çocuk 1915’te, ikincisi John F. Kennedy 1917’de doğar.

Bu tür bir imgelem çok mu abartılı olur size göre? Fakat bakın bu evlilikte dokuz çocuk ve bir de ABD Başkanlığı var.

Sarıkamış 1936’da gördüğümüz ‘aile büyüğü’ ağbi, merkez öyküde anlatıya giren tek eşli evlilik yapan bir çiftin ilk oğullarıdır.

Bu ‘aile büyüğü’nün izlediğimiz fotoğraf tarihinde, doğum tarihleri 1922 ile başlayan altı çocuğu var. Bir eksilme ile (ortadaki kız çocuğun erken ölümü) 1936 ile sonradan olacaklarla sayı dokuz olur. Benzerlikler nasıl!

Şöyle ki diyalektik evrilmeye göre ilk aile iki yüzyıllık bir tarihi olan Boston'da doğar, büyür ve yaşar. Bu fotoğraftaki aile ise Kars Platosu'ndadır ve kaç bin yıllık tarihi olduğu bilinmemektedir. Başa dönelim!

Kars Platosu koşullarında beş çocuklu tek eşli bir evlilik var. Bu BİR.

Bakın, bu tek eşli çekirdek ailenin ikisi kız, ikisi erkek dört çocuğu üstteki ana fofoğrafta derin bir öyküyü öykülüyorlar bizlere.

Okumamız için sırlar bırakmış geride. Evet! Anne ve babaları nedense bu fotoğrafta yoklar.

Buraya dek konu anlaşıldı. Tuhaf görülebilir olan, anne ve babanın tek eşli birliktelikle bu topraklarda böyle bir öykü bırakmalarıdır.

Şaşırdınız mı? Bu fotoğrafa baktığımızda bir gizin çözümüne imza atabiliriz!

Kars Platosu’nda önde oturan üç bayanın, yüzlerine yansıyan sırları okuyabildiniz mi?

Bir benzeri Paris’te olan, Londra’da olan, New York’da olan tek eşlilik bir yanda dursun!

BİR; anne ve babaları ile, tek eşli bir evliliğin çocuklarıdır bu çekirdek aile. Evet!

İKİ; tarih önüne erkeklerle eşit düzeyde çıkmışlar ki, kız çocukların yüzlerine vuran gizemli ışıkta bile bu eşitlik düzeyi okunabilir.

Evet! Yüz yıl önce bu ailede tek eşlilik ve kadın erkek eşitliği var.
Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 20 Ocak 2010

13 Ocak 2010 Çarşamba

Kars Platosu'nda sosyal doku, Sarıkamış 1936, beş kardeşli çekirdek aile, üçü kız kardeş; Yedinci yazı

İstanbul, Pera, Beyoğlu 1936 bir yanda dursunlar. Sarıkamış 1936 bir yanda beklesin. Paris, Londra, New York gibi kentlerde 1936 nedir ne değildir? Bakalım!

Bu fotoğrafta iki önemli toplumsal ve tarihsel öge var. BİR; bu aile bir çekim merkezidir.

İKİ; 1936, yönetici bir aile var karşımızda.

Bu aile, fotoğraf merkezinde gördüğümüz bir ‘aile büyüğü’ ile tarih sahnesinde yer alıyor.

Üç kız kardeşin evlilikleri, bu ailenin çekim alanının çekim gücünü yansıtır. Bu fotoğrafta okunabilen pek çok simge var. Bu fotoğraf Kars Platosu tarihinde batıya göç dinamiklerini oluşturan, şöyle ki nüfus hareketleri bağlamında yüzü batıya dönük özgün bir sayfa açar.

Değerli İzleyici,

Dördünü bu fotoğraftan tanıdığımız beş kardeşli bu çekirdek ailenin arka planına bakalım. Fotoğrafı düzgün okumanın pek çok yararı var.

Kars Platosu tarihini de bu düzlemde okuyacağız. Bu düzlemde ve saptırmadan okumayı sürdürdükçe yerel ve ulusal konumu ile evrensel koşulları da paralel bir kulvarda koşacağız. Evet hep birlikte paralel kulvarlarda okuyarak göreceğiz.

Yukarıda tanımlamaya gayret ettiğim merkezde gördüğümüz bir ‘aile büyüğü’ ile iki erkek kardeş önderliğinde bu aile tarih sahnesinde yer alıyor.

Evet! Günümüzde çokluk, ‘aile büyüğü’ ya da ‘kanaat önderi’ gibi tanımlar var. Sarıkamış 1936 imgeleminde bu doğal olarak var. Sarıkamış 1936’da çekim merkezi olma dinamikleri ile bu ailede ileriye dönük pek çok öge var.

Paris, Londra, New York gibi kentlerin seçkin yönetici kadrolarının giyim kuşam zevkiyle boy ölçüşecek konumdadır, Sarıkamış 1936’da görülenler.

Bu metropoliten kentlerdeki yönetici katmanların, topluma yön veren kadroların giyim kuşamı ile Sarıkamış 1936’da karşımıza çıkan giyim kuşam arasında benzerlik var.

Daha da zenginleşmek için ikinci dünya paylaşım savaşı hazırlıklarının yoğunlaştığı Berlin gibi Almanya kentlerine bakalım isterseniz. Seçkin, kalburüstü yaşam görselliklerine bakalım! İyi de bu nasıl oldu?

Sarıkamış 1936’da iletişim, haberleşme, moda, reklam, dünyayı ve toplumları sallayan TV düzenekleri yok. İyi de bu, Sarıkamış 1936 nesnel gerçekliği nasıl oldu?

Ülkenin ileriye dönük bakış açısı içinde kendileri olan, bireyler tek tek ve aile tümü birlikte arka planlarıyla kendileri oldukları için, bu aile çekim merkezidir.

Kendileri oldukları kadar, kendileriyle yetinebilen, işlek bir ekonomik altyapı ve Beyoğlu pazarı için üretim fazlası var ellerinin altında. Böyle olduğu için çekim alanıdır bu aile.

Beş kardeşli bu çekirdek ailenin üç kız kardeşinin, seçerek dışarıdan yaptıkları evlilikler, bu ailenin çekim alanının resmini çekiyor, hem de Kars Platosu sosyal dokusunun o yıllardaki betimlemesini yapıyor.
Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 13 Ocak 2010

Bakınız; 'Sarıkamış'tan Batı'ya göç, dün; bir aile ve nüfus hareketleri ile bugün'; http://karstekinsonmez.blogspot.com

4 Ocak 2010 Pazartesi

Sarıkamış'ta önde gelen bu kişilere kameramızla zoom yaparak biraz daha yaklaşalım; Altıncı yazı

Ticaret, eğitim, aristokrat yaşam, incelik ve zarafet içindeki bu ailenin evi 1936'da Sarıkamış'tadır ve Sarıkamış, dünyaya açılan iletişim kapısıdır ve ailenin ilk ve tek yazım dili Türkçe'dir demiştim.

Değerli İzleyici,
Öteki yurt parçasını ise bu çekirdek ailenin çağına göre ileri bir model olan üretim araçları ve üretilenler açısından sırası gelince izleyeceğiz. Bugün ise, aile bireylerine biraz daha 'zoom' yaparak yaklaşacağım.

Arkada ayakta duran eğitimli dört erkeğin duruşunda sıradanlık yok.

Temel aileden iki erkek kardeş, iki kız kardeşin eşleri dört erkek var.

Ayakta arka merkezde ortada yanyana iki erkek kardeş. Büyük olan, küçük kardeşin sağında.
Bu saygın hiyerarşi simgesidir.

Dört erkek, kilimdeki altıgen dört adet göbek ortasındadır. Bunun altıgen olduğunu yan boşlukta yerini alamayan üçüncü en büyük kız kardeşin eşi için boş bırakıldığını düşünüyorum. Sol uçtaki damat/a oranla daha kıdemli olan damat, büyük kardeşin sağındadır. Daha küçük yaşta olan damat, küçük kardeşin ve dört erkeğin solunda yerini almış. Açıklanmasını bekleyen hiyearşi simgesidir tüm bunlar.

İncelenirse Sarıkamış, çayırdaki ev önünde çekim yapıldığı anlaşılır. Ahşap balkona kilim gerilerek arka kapatılmış fotoğrafçı tarafından.

Daha önce de değindim, bu fotoğrafçı gerçekten işini iyi biliyor!

Bu satırların yazarı dünyanın her yerinden, on binlerce fotoğraf çekimi deneyimine dayanarak diyor ki, fotoğrafçı daha 1936’da, o günkü teknoloji ile bu işi iyi öğrenmiş ve burada bir dahi gibi tam uygulamış.

Bireylerin yüz tenlerine vuran doğal ışık, arkadaki balkonun loşluğunda yitmesin diye, bu; BİR, arkada ayakta duranların koyu renkli giyimleri ile bu; İKİ, görüntüde ışık payının artması için canlı renklerle grafikler çizen bir kilim kullanması fotoğrafçı açısından ustaca bir seçim.

Yoksa çiçekli bir başka kilim de kullanabilirdi. Fotoğrafçı ayırdında bunun. Belli ki, sunulan kilimlerden birisi seçilmiş ve oraya asılmış.

Bu fotoğrafa poz verenler bu işin ne kadar ciddiyet istediğinin ayırdındalar.

Burada bir oyun da var!

Şöyle; Bu fotoğraftaki kişilerden kaçı objektife bakıyor? Özellikle bakın! Çocuklar, evet, objektife kilitlenmiş durumdalar!

Tüm çocuklar merak ve heyecanla bakıyorlar işte. Neden ve nasıl? Fotoğrafçı bu işi nasıl başarmış?*

Kızkardeşlerden en büyük olan, eşi ve üç çocuğu ile; ayaktaki küçük erkek kardeşin hamile eşi ve beş kardeşin ablası bu fotoğrafta yok.
Önde oturan üç bayan var. Orta merkezde yanlarına aldığı beş çocuğu ile görüntüye giren bayan, büyük ağbinin eşidir ve iki yanına kıdem sırasına göre bir görümcesini sağına, genç görümcesini ise sol yana almış.

Açıklanmasını bekleyen töresel ve törensel hiyerarşi simgesidir bunlar.

Gelecek yazılarda, bu, beş kardeşten oluşan çekirdek ailenin, bir ayağını kondurduğu Sarıkamış’a paralel, 25 km öteki ikinci ayağı çevresini de sırası geldikçe görsel malzemelerle sizlere sunacağım.
Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 4 Ocak 2010

*Bu soruların ikisine doğru yanıt verenlere, bu satırların yazarı, imzalı bir kitabını armağan edecektir.

2 Ocak 2010 Cumartesi

Sarıkamış doğası ve resimdeki aile; Beşinci yazı

Değerli İzleyici,

Geçen yıl son haftalarda, ‘Sarıkamış 1936 blog’ ile dört yazı, bir ana fotoğraf ve bir doğa görüntüsü sundum. Fotoğraftaki öykü uzun, dedim. Yayımlanan dört yazıya, bir de doğa fotoğrafına, 2010 yılının bu ikinci günü erken kuşlukta yan tutmadan bir kez daha baktım.

Bu doğayı yakından ve doğru algı için bu doğa içinde doğmak yetmez.

Etiyle kanıyla yaşayarak 0 - 6 yaşların en az yarısını bu topraklarda, bu doğa koşullarında bırakmak gerekir. Bundan sonra kolaylaşır o kişi tarafından o doğayı tanımlamak. İki doğa fotoğrafı daha sunuyorum.

Aileyi çevreleyen doğal örtüye ve doğa koşullarına analitik yaklaşalım.

Her yerde, her doğa parçası kendisini sarıp sarmalarken, hem de içine doğan ve orda yaşayan bireye kendinden birşeyler verir, katar. Coğrafyanın, doğa koşullarının insan kişiliğine kattığı şeylerden söz ederler. Dağ koşulları, çetin ve özgür karakterini yansıtır insanlara.

Gün, ay, yıl döngüsünü çevirir doğa ve yaşanan çevre ile birlikte ortak tarih denilen gerçeklik bu noktada ortaya çıkar. Burada gördüğümüz fotoğraftaki insanlar aynı doğa parçasında varolmuşlar.

Suyu, toprağı, havası ve güneşiyle ortak bir doğa kültürünün çocuklarıdır onlar. Fotoğrafta gördüğümüz bu zarif insanlar dışarıdan gelmediler. ‘Yerli’ diye tanımlanan bu insanların ilk ve tek dilleri Türkçe. Bunlar hem yerel, hem de ulusal tarih açısından önemli şeyler.Küçümsemeye de abartmaya da gelmez! Söz konusu olan bir yanı ile Anadolu tarihidir. Bu doğa ile Anadolu arkaik tarihini de katabiliriz işin içine. Sonuç olarak kestirmeden girersek söze şu söylenebilir.

Görüntüsü ile izlediğimiz merkez aile, işte karlı doruklarıyla bu doğanın içinde varolmuşlar ve geride kendilerinden iz, kalıt bırakarak gitmişler. Bu coğrafyayı ne kadar tanıyoruz? İlk soru buradadır!

Kapadokya’da Kızılırmak var. Lavlarıyla on beş milyon yaşındaki bu doğayı vareden üç yanardağ var. O doğa o koşulların ürünü olarak, hem özgün kendi yaşamını hem de ancak o şekilde yaşanır bir insan tarihini varetmiş. Ortak bir payda üzerinde insan ve doğa, bu ortak payda üzerinde yine ortak bir tarih içinde varolmuşlar.

Göbeğindeki yanardağların lavlarıyla elli milyon yıllık bir doğa kültürü zenginliğidir, Kars Platosu da. Yandaki fotoğrafta görülen Kuzey'den Soğanlı Dağları doğasıyla Sarıkamış, hem sosyal yaşamıyla Kars’a 45 km yakındır.

Fotoğraftaki aile, Sarıkamış üzerinden ‘günaydın’ diyerek dünyaya açılır. Burası bir çıkış, bir açılım kapısıdır. Ticaret, eğitim, aristokrat yaşam, incelik ve zarafet içindeki bu ailenin evi Sarıkamış'tadır. İşte Sarıkamış'ın bir uçtan Hançerli Düzü ile Kars'a dönük doğası, aşağıda görünüyor.

Bir anlamda Kavimler Kapısı Kars Platosu'undan dünyaya açılan bir aile burada karşımızda duruyor.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 2 Ocak 2010